EKSİ25HABER / ERZURUM - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın öğrenci evleriyle ilgili
sözlerine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'ndan eleştiri geldi.
"Başbakan'ın açıklamalarını çok çok çok tehlikeli buluyorum" diyen Feyzioğlu,"Bu gezi operasyonu perde ikidir" dedi.
Erzurum Barosu'nun yenilenen hizmet binasının açılışına
için kente gelen Türkiye Barolar Birliği (TBB)Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum
Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evlerine yönelik sözleriyle ilgili düşüncelerinin
sorulması üzerine görüşlerini dile getiren Feyzioğlu, "Türkiye'de yurttaşlar nasıl
namuslu, ahlaklı olunacağını nasıl dindar olunacağını siyasi partilerden
öğrenecek değiller. Bu yüzden sayın Başbakan "nasıl namuslu olunur" derslerini
vermeden önce, bunu emekli olduğunda yapabilir. Televizyonda sohbet
programlarında. Ama görevdeyken Türkiye'nin gerçek sorunlarına girerse çok daha
hayırlı bir iş yapmış olur" dedi.
TBB Başkanı Feyzioğlu, şunları söyledi:
Bu bir suni gündem. Türkiye'de gerçekten can yakan,hepimizin, hepinizin gündelik hayatlarını etkileyen o kadar büyük sorunları var
ki. Bugün sayın Başbakan'ın dile getirdiği kimsenin sorunu değil. Böyle bir
sorun yok. Bunu sayın Başbakan'ın sorun olarak görmesi maalesef daha önce
"yüzde 50"yi zor tutuyorum" beyanlarını verdiği ve sonuçları çok sıkıntılı
acı, ölümle hatta gelen bir provokatif açıklama, bir işaret. Reşit insanların
ne yaptığı ne yapacağı kimseyi ilgilendirmez. Fakat konu burada aslında ahlak
bekçiliğinin ötesinde. Türkiye'nin
gerçek sorunu aynı zamanda siyasetçi diliyle kutuplaştırılmasıdır. En büyük
sorunumuz budur. Siyasetçi diliyle Türkiye kutuplaştırılıyor. Türkiye'nin
bağrından çıkmış polisle yurttaş kutuplaştırılıyor. Devletle yurttaş
kutuplaştırılıyor. Şu mezheple bu mezhep kutuplaştırılıyor. Şu siyasi
düşünceyle bu siyasi düşünce kutuplaştırılıyor. Bu etnik kökenle o etnik köken
kutuplaştırılıyor. Bu kutuplaştırmanın arkasında siyasilerin kullandığı
provokatif, tahrik edici dil var. Bu tahrik edici dilden derhal vazgeçilmesi
lazım.
"BAŞBAKAN KENDİNİ
DÜZELTENLERİ DÜZELTTİ"
Nitekim sayın Başbakan'ın bu açıklamasından sonra
'Aslında öyle demek istemedi' diyen düzelticiler ya da toparlayıcılar, hemen
arkasından sayın Başbakan 'hayır ben öyle dedim' diye ısrar edip kendini
düzeltenleri düzeltince, düzelticiler tekrara pozisyon düzelttiler. Ve dediler
ki bugün ki açıklamasıdır sayın Bülent Arınç'ın. Arınç, "Elbette çeşitli yollar
var. Komşular girip çıkandan rahatsız olduklarından biz nereden bilelim? Burada
bir terör yuvası mı var, hücre evi mi yoksa fuhuş yuvası mı var? Nereden
bilelim?" dedi. Ben size buradan açık söylüyorum. Buradan valilere, emniyet
müdürlerine bizzat siyasi iktidarın en üstünden talimat veriliyor. Bu bir
işaret. Diyorlar ki gençlerin girip çıktığı evleri yakından takip ediniz. Bu
gençler bizim siyasi düşüncemize uzak gibi duruyorlarsa buralar fuhuş yuvası
veya örgüt evi olabilir. Bu Türkiye'de belki de milyonlarca bekar evinin ki
bekar evi ayıp birşey değildir.
"BEKAR EVLERİ
HEDEF GÖSTERİLDİ"
Bekar evi bekar insanların kaldığı evdir. Milyonlarca
bekar insanın kaldığı evler devletin hedefi haline getirmiştir. Bu andan sonra
artık doğrudan doğruya evler hedef alınmaktadır. Dün yüzde 50'yi zor tutuyorum
cümlesiyle eli sopalılar sokaklara salınmış, sokaklar hedef alınmıştı. Bir
ileri aşama bu gezi operasyonu perde ikidir. Bu perde ikide insanların evleri
hedef alınmaktadır. Ev hepimizin, hepinizin mahremidir. Artık evimizi hep
birlikte korumayacaksak neyi koruyacağız ki. Burada bir siyasi düşünce ayrımı
falan yok arkadaşlar. Sizin evinizin mahremiyeti, siz kim olursanız olun sizi
hiç tanımasam da benden bambaşka bir dünyaya da ait olsanız benim sorunumdur.
Benim evimin sorunu sizin sorununuzdur. Evinizden başka girilecek ne var ki?
Artık son nokta bu. Bu bir işarettir. Sayın Başbakanın ve etrafındakilerin,siyasi iktidarın derhal ama derhal demokrasinin asgari standartlarına uygun
konuşması, konuşmaya başlaması lazım. Bu Türkiye'nin meselesi değil yani
"gündem saptırıyorum" diye vali ve emniyet müdürlerine insanların evleri hedef
gösterilmez.
"EVLERİ HÜCRE EVİ
VEYA FUHUŞ YUVASI GİBİ BASANLARIN PEŞİNDEYİZ"
TBB olarak biz görevini kötüye kullanarak, bekar evleri
denilen evleri veya insanların evlerin sırf siyasi muhalif olduğu gerekçesiyle
birer hücre evi veya fuhuş yuvası gibi basanların peşindeyiz. Bunları
raporlayacağız. Suç duyurularında bulunacağız. Dünyaya da bildireceğiz. Tüm
dünyada da bunu takip edeceğiz. Bütün uluslararası kuruluşlar. Avrupa
Konseyi'nden Avrupa Birliğine ve kendi meslek örgütlerimize kadar, kasten
hepsine yanlış yapan, kasten evleri basan, insanları taciz edenleri
duyuracağız.
"YASAL BİR
DÜZENLEME YAPILABİLİR ANCAK HUKUKİ HİÇ BİR DÜZENLEME YAPILAMAZ"
Bir gazetecinin, "Sayın Başbakan bir yasal düzenlemeden
bahse diyor, böyle bir yasal düzenleme olabilir mi?" sorusuna ize TBB Başkanı
Feyzioğlu, şöyle konuştu: Yasal her türlü düzenleme yapılabilir ama hukuki
hiçbir düzenleme yapılamaz bu konuda. Yapılacak her yasal düzenleme aslında
yasal olarak da Türkiye'nin rejim değişikliğinin altını çizmek olur. Artık bu
insanların evi arkadaşlar. Buna daha fazla müdahale edilemez.
"SABAHA KARŞI ZİL
ÇALACAKTIR"
Türkiye'de zina tabi ki suç değil ama fuhuş yapmak
iddiasıyla bir provokasyon, bir baskı işareti verilmiştir. Zaten 3-4 genç bir
yere gittiğinde mahallenin teyzeleri falan 'noluyor' diye konuşmaya başlar ya
şimdi bu konuşma en üst düzeyde. Burası bir terör yuvası, örgüt evi, hücre evi,fuhuş yuvası dendiğinde yani bu işin ticaretinin yapıldığı yer olarak takdim
edildiğinde, olacak şey sabaha karşı zil çalınacaktır. Polis baskınıyla,kameralarla bir evin lütfen bu empati kurabilmek için kendi eviniz olarak
düşünün. Fuhuş yuvası olarak basılması, iki gün sonra pardon denilmesi nedir? O
şehirdeki öğrenciler, gençler şehirlere terk eder. Erzurum bir genç şehridir.
Üniversiteyle yaşıyor. Erzurum'a gençlerin gelmesi sonra üniversite
öğrencilerinin kaçması buradaki bakkaldan kasaptan esnaftan herkesten aslında
ceza kesilmesidir. Öğrenci kaçar gider. Sorumlu mevkilerdekilerin sorumsuzu
sözleri tahmin edemeyeceğinizi yerlerde maalesef yankı bulur. Ve kraldan çok
kralcılar bu memlekette daima çıkar. Ardından öyle demek istemedim aslında
maksadı aşmış da gibi beyanlar olur. Çok çok çok tehlikeli buluyorum sayın
Başbakan'ın bu açıklamalarını?