Politika Haber Girişi : 29 Nisan 2016 23:13

AK Parti'de önemli değişiklik...

AK Parti'de önemli değişiklik...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.
EKSİ25HABER / ERZURUM - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.
Ömer Çelik yaptığı açıklamada, teşkilatlarla ilgili Genel Başkan'da olan yetkinin yeniden MKYK'ya geçtiğini söyledi. AK Parti'de teşkilatlarla ilgili yetki Recep Tayyip Erdoğan döneminde MKYK'dan alınarak Genel Başkan'a verilmişti.
Ömer Çelik, "Bunun bir değişiklik, radikal bir tutum olarak ele alınması doğru değildir, teknik bir meseledir. AK Parti'de teşkilatlarla ilgili kararlar hiç bir zaman ertelenmez. Gereken hassasiyet gösterilir. Daha geniş bir takvimde ele alınması için böyle bir karar alındı. Herhangi bir kriz söz konusu değil. Karar oy birliğiyle alındı, ilk imza Başbakan'dan" diye konuştu. 
"BİR KRİZ OLURSA BEN SİZE SÖYLEYECEĞİM"
Çelik, "Bu değişiklik neden şimdi yapıldı" sorusuna şu cevabı verdi:
"Bu teknik bir düzenlemedir. Önümüzdeki MKYK'da da başka kararlar alacağız. Bu kararın alınmasında da ilk imzayı Başbakan atmıştır ve oybirliği ile alınmıştır bu karar. MKYK'nın partinin en üst karar organı olarak bu kararları alması esastır. Bir kriz olursa ben size söyleyeceğim."
'KUT'ÜL AMARE OSMANLI'NIN SON BÜYÜK ZAFERİ'
Açıklamalarında Kut'ül Amare zaferine ve anma etkinliklerine de değinen Çelik, etkinliklerin tarih ve bugün açısından çok kıymetli olduğunun toplantıda da değerlendirildiğini kaydetti. Kut'ül Amare'nin Osmanlı'nın son büyük zaferi olduğuna işaret eden Çelik, zaferin uzun zamandır hafızalardan silindiğini ancak son zamanlarda tarih ile ilgili yapılan çalışmalarla bu zaferin öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi.
TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA AYRINTILI SUNUM
Çelik, toplantıda ele alınan konulardan birinin de terörle mücadele olduğunu ve bu konuda İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın görsellerle ayrıntılı sunum yaptığını bildirdi.
"Görüyoruz ki Türkiye'nin terörle mücadelesi ne kadar zaruri, ne kadar zorunlu ve bundan sonrası da ne kadar aynı kararlılıkla sürdürülmesi mecburi olan bir mücadeledir" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı çevreler, sanki ortada terör örgütünün bir vahşeti yokmuş gibi, hükümet kendi kendisine bir çatışma ortamı başlatmış gibi bir dil kullanıyorlar. Bu bir çatışma ortamı değildir, Türkiye'nin meşru haklarını, meşru toplumsal zeminini, meşru anayasal düzenini korumak için başlattığı meşru bir mücadeledir. Bu mücadele demokrasimizi koruyor, bu mücadele hukuk devletini koruyor, bu mücadele toplumsal barışımızı koruyor, bu mücadele sokaktaki vatandaşımızı koruyor."
Terörle mücadele konusunda kararlılıkta asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizen Çelik, şunları söyledi:
"Bazen demokrasiden bahsederek, bazen hukuktan bahsederek, bazen Türkiye'nin demokratik süreçlerinden bahsedilerek sanki terörle mücadele etmek demokratikleşme ve demokrasi bilincinden geri adım atmak anlamına geliyormuş gibi birtakım yorumlara rastlıyoruz. Tam tersi arkadaşlar, eğer terörle bu mücadele verilmezse Türkiye'nin demokrasisini koruyamayız, Türkiye'nin hukuk devleti olmasını koruyamayız, anayasamızı, anayasal düzenimizi koruyamayız ve Türkiye'deki toplumsal barışı koruyamayız. Dolayısıyla gerçekten demokrasiye inanan, gerçekten demokrasiyi savunan birileri varsa bunların bu şekilde demokrasi ve terörle mücadele arasında zıtlık kurmak yerine, demokrasiyi sabote etmeye çalışan bu terör örgütünün faaliyetlerine karşı verilen bu meşru mücadelenin aynı zamanda demokrasimizi koruma mücadelesi olduğunun da farkında olması gerekir, diye düşünüyoruz. Bazen bazı uyarılar yapılıyor, 'Türkiye'de iç savaş var, iç savaş ortamı sona ersin' gibi, maalesef bazıları bunu Mecliste bile telaffuz edebiliyor. Türkiye'de bir iç savaş yok arkadaşlar, Türkiye'de iki eşit tarafın bir çatışması da yok. Türkiye'de meşru güçlerin, milletten yetki almış hükümetten aldığı emirle güvenlik güçlerinin yürüttüğü ve terör örgütüne karşı, gayrimeşru bir yapıya karşı gayriahlaki, gayriinsani şekilde davranan bir yapıya karşı meşru mücadelesi vardır ve bu mücadele hem bir güvenlik mücadelesidir, hem bir demokrasi mücadelesidir, hem bir hukuk mücadelesidir, hem de toplumsal değerlerimizi ve bir arada yaşama irademizi muhafaza etme mücadelesidir. Bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan da bu kararlılık, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hiç kimsenin meşru güvenlik güçleri dışında bu şekilde silahlı yapılanmaya gitmesi şeklindeki duruma göz yumulmaması, bunlara izin verilmemesi şeklinde bu mücadele sonuçlandırılıncaya kadar sürecektir."
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.